Yılbaşına 4 aydan fazla süre olmasına rağmen, hayat pahalılığı karşısında alım gücü her geçen gün gerileyen milyonlarca asgari ücretli ve özel sektör çalışanı şimdiden yeni asgari ücret güncellemesini merak ediyor. Çünkü özel sektörde maaş zamları belirlenirken genellikle cari asgari ücret de göz önünde bulunduruluyor.
Asgari ücret yalnızca çalışanların maaşını değil; işsizlik ödeneği, iş göremezlik ödeneği, idari para cezaları ve pek çok sosyal yardım kalemini de doğrudan etkiliyor. İşverenler için de maliyet boyutuyla kritik önem taşıyor.
Yüksek Enflasyona Rağmen Ara Zam Gelmedi
Geçen yıl en büyük mağduriyeti yine asgari ücretliler yaşadı. 2024 Temmuz ayında memurlara, kamu işçilerine ve emeklilere enflasyon farkı yansıtılırken, asgari ücrete herhangi bir güncelleme yapılmadı.
Üstelik TÜİK verilerine göre 2024 yılı enflasyonu %44,38 iken, 2025 için asgari ücrete yalnızca %30 zam yapıldı. Bu da asgari ücretlilerin resmî rakamlarla bile %14,38 oranında kayba uğraması anlamına geliyor.
2024’te 17.002 TL olan net asgari ücret, 2025 için 22.104,67 TL olarak belirlendi. Ancak daha işçilerin cebine girmeden zamlar ve artan fiyatlar nedeniyle eridi. 2025’in ilk ayında %5,03, temmuz ayında ise %16,67 oranında alım gücü kaybı yaşandı.
Orta Vadeli Program’da (OVP) 2025 yıl sonu enflasyon hedefi %28,5 olarak güncellendi. TCMB Piyasa Katılımcıları Anketi’ne göre ise yıl sonu TÜFE beklentisi %29,86.
Açlık Sınırının Altında
Türk-İş’in ağustos ayı verilerine göre açlık sınırı 27.000 TL’yi aşarken, bekâr bir çalışanın yaşama maliyeti 34.981 TL olarak açıklandı. Bu rakam ile mevcut asgari ücret arasındaki fark 12.877 TL’ye ulaşmış durumda.
Mevzuata göre asgari ücret, yalnızca gıda değil; barınma, giyim, sağlık, ulaşım gibi temel ihtiyaçları da karşılamalı. Ancak bugün itibarıyla asgari ücret, açlık sınırının dahi %80’ine gerilemiş durumda.
Üstelik yeni asgari ücret işçilerin cebine 2026 Şubat ayında girecek. Bu nedenle açlık sınırı ile ücret arasındaki farkın daha da açılması bekleniyor.
Sonuç: Yine Açlık Sınırının Altında
Ekonomik dengeler, bozulan gelir dağılımı ve artan eşitsizlikler dikkate alındığında, asgari ücretin en azından açlık sınırına endekslenmesi gerektiği açıkça görülüyor. Ancak mevcut şartlarda böyle bir düzenlemenin yapılmayacağı öngörülüyor.
Dolayısıyla şimdiden kesin bir rakam vermek mümkün olmasa da 2026 için belirlenecek asgari ücretin yine açlık sınırının altında kalacağı net bir şekilde söylenebilir.