Geçtiğimiz Nisan ayında Türkiye’nin Karadeniz bölgesinde yaşanan şiddetli don, dünya fındık üretimini sert şekilde vurdu. Dünya fındık ihtiyacının yaklaşık %70’ini karşılayan Türkiye, bu yıl beklenen 750 bin tonluk rekolteden 520 bin tona geriledi. Sadece dört ay içinde fındık fiyatları %35’e varan artış gösterdi.
Avrupa’da Endişe Büyüyor
Fındık, hem lüks hem de kitlesel tüketim ürünlerinde önemli bir bileşen. Özellikle Nutella’nın üreticisi Ferrero, dünya fındık stoklarının yaklaşık dörtte birini tek başına kullanıyor. Nutella reçetesinde fındığın oranı yalnızca %13 olsa da, üretim hacminin büyüklüğü nedeniyle fiyatlardaki küçük artışlar bile milyonlarca euro ek maliyete yol açıyor.
Ferrero, tedarik sıkıntısını aşmak için farklı ülkelerden alım yapma stratejisini sürdürdüğünü açıklasa da, artan maliyetler Avrupa’da raf fiyatlarına yansımaya başladı. Ferrero Rocher, Kinder Bueno ve Mon Cheri gibi fındıklı çikolata ürünleri de zam baskısı altında.
Türkiye’ye Bağımlılık Alternatif Arayışını Hızlandırdı
Avrupa’daki şekerleme üreticileri, Türkiye dışındaki tedarikçilerle ilgilenmeye başladı. Şili, Gürcistan ve ABD potansiyel kaynaklar arasında yer alsa da, bu bölgelerdeki üretim miktarı ve kalite Türkiye’nin gerisinde kalıyor. Ayrıca yeni fındık ağaçlarının verime geçmesi 5-7 yıl sürdüğü için kısa vadede arz açığını kapatmak mümkün görünmüyor.
İklim Krizi Tarımsal Üretimi Tehdit Ediyor
Uzmanlara göre bu durum sadece geçici bir arz sorunu değil; iklim değişikliği tarımda yeni riskleri gündeme getiriyor. Fındık, ilkbahar donlarına karşı son derece hassas. Bu yıl yaşanan sert soğuklar, iklim krizinin yalnızca sıcak dalgaları değil, ani ve yıkıcı hava olaylarını da tetiklediğinin somut bir örneği.
Kahve ve kakao üretiminde de benzer iklim kaynaklı sorunlar yaşanırken, bilim insanları gelecekte badem ve ceviz gibi diğer sert kabuklu yemişlerin de risk altında olabileceğini uyarıyor.