Hükûmet, uzun süredir kamuoyunda büyük tartışmalara neden olan ve sıkça eleştirilen mülakat (sözlü sınav) sistemine neşter vurmaya hazırlanıyor. Cumhurbaşkanlığı’nın 2026 Yıllık Programı’nda yer alan hedefler, kamu personel sisteminde liyakat ve objektifliği merkeze alan tarihi bir dönüşümün sinyallerini veriyor.
Programın temel amacı, “yüksek verimlilikle kaliteli hizmet sunan, objektif ölçütlerin ve liyakat ilkelerinin hâkim olduğu bir kamu personel sistemi” oluşturmak olarak belirtildi.
Mülakatlar Artık ‘Görevin Niteliğiyle’ Sınırlı Olacak
Yapılacak düzenlemelerin en çarpıcı maddesi, sözlü sınavların kapsamını daraltmasıdır. Yeni çalışmayla birlikte, sözlü sınavlar sadece atamaya konu olan görevin niteliğinin gerekli kıldığı hâllerle sınırlı olarak yapılacak.
Bu karar, kamudaki birçok pozisyon için artık mülakat uygulamasının sona erebileceği anlamına geliyor. Hükûmet, bu adımla birlikte kamuoyundaki ‘kayırmacılık’ eleştirilerine son vermeyi hedefliyor.
Şeffaflık İçin Sınav Kurullarına Neşter
Yeni düzenleme sadece mülakatların sayısını azaltmakla kalmayacak; aynı zamanda uygulama süreçlerini de yeniden şekillendirecek:
- Tarafsızlık Güçlendiriliyor: Sınav kurullarının tarafsızlığını korumak, şeffaflık, adalet ve hakkaniyet ilkelerini güçlendirecek yeni düzenlemeler hayata geçirilecek.
- Hangi Unvanlara Mülakat: Kamuda hangi unvanlar için sözlü sınav yapılacağı net bir şekilde yeniden belirlenecek ve görevde yükselme süreçleri liyakat esaslı tekniklerle geliştirilecek.
- Ağırlık Yeniden Dağıtılıyor: Görevde yükselmede uygulanan yazılı ve sözlü sınavların ağırlığı da, işin gereği ve liyakat ilkesi gözetilerek yeniden belirlenecek. Bu, yazılı sınavın etkisinin artırılabileceği sinyalini veriyor.
Kamu İstihdamında Güncel Durum
Haziran 2025 itibarıyla güncel verilere göre, Türkiye’de kamu sektöründe istihdam edilen toplam personel sayısı 5 milyon 289 bin olarak kaydedildi. Bu personelin dağılımı ise şöyledir:
- Kadrolu: 3 milyon 474 bin
- Sözleşmeli: 438 bin
- İşçi Statüsünde: 1 milyon 225 bin
Hükûmetin bu reform adımı, özellikle genç ve nitelikli iş gücünün kamuda hak ettiği yeri bulması, dolayısıyla kamu hizmetlerinin kalitesinin artırılması açısından büyük önem taşıyor.