Ömer, eşi Fikret, 17 yaşındaki ikiz çocukları Alican ve Emrecan İnce, "asrın felaketi" olarak nitelenen, merkez üssü Pazarcık ilçesi olan ilk depremde Kahramanmaraş kent merkezinde bulunan, ailece yaşadıkları 3 katlı evin göçmesi sonucu enkaz altında kaldı.

Daha önce 17 Ağustos 1999 Marmara ve 12 Kasım Düzce depremlerinde gönüllü kurtarma ekibinde hayat kurtaran baba Ömer İnce, sarsıntı anında eşi ve çocuklarını güvenli alana götürmek istedi ancak evinin göçmesi sonucu bunu başaramadı.


Fotoğraf: Ömer Ürer/AA

Eşini yanına alabilen İnce, oluşan hayat boşluğunda enkaz altında kaldı. İkizlerine seslenen baba İnce, Emrecan'dan ses aldı fakat diğer oğlu Alican'dan ses alamadı. Eşine sessizce "Alican öldü ama Emrecan yaşıyor, onu sakin tutmaya çalışalım." telkininde bulunan Ömer İnce, yaklaşık 10 saat boyunca kurtarılmayı bekledi.

Dışarıdan gelen sesleri işitince kurtulacaklarını anlayan baba, ikiz çocuklarından Emrecan'ın "Baba dayanamıyorum, öleceğim. Hakkınızı helal edin." dediğini duydu ve oğluyla karşılıklı haklarını helal ettiler. Belirli bir süre sonra Emrecan'dan da ses alamayan çiftin üzüntüleri ikiye katlandı.

Komşuları ve yakın akrabaları tarafından bulundukları yerden çıkarılan Ömer ve Fikret İnce çifti, hastanede ayakta tedavi olur olmaz çocuklarını çıkarmak için yıkılan evlerinin bulunduğu enkaza geldiklerinde ikiz evlatlarının cenazelerine el ele tutuşmuş şekilde rastladı.

Müzik sevdalısı çocuklarının cenazelerini yan yana toprağa veren İnce çifti, ikiz evlatlarından geriye kalan bağlamaları enkaz altından zarar görmeden çıkarmanın buruk mutluluğu ile onlardan geriye kalan bağlama çaldıkları videoyu izliyor.

Fırtınanın vurduğu Karadeniz Ereğli'de eğitime 2 gün ara Fırtınanın vurduğu Karadeniz Ereğli'de eğitime 2 gün ara

İkizlerini toprağa vermenin üzüntüsünü yaşayan baba Ömer İnce, deprem anı ve daha sonra yaşadıklarını AA muhabirine anlattı.

Deprem olur olmaz evlerinin çok kısa süre sonra çöktüğünü dile getiren İnce, "Daha önce Kahramanmaraş'ta depremler oluyordu. Bilim adamları burada büyük bir deprem olacağını söylüyorlardı. Ben aynı zamanda gönüllü bir arama kurtarma ekibinde yer alıyordum. Depremin başlaması ve evin çöküşü 5 saniyeyi bulmadı. Deprem kaç saniye sürdü bilmiyorum ama bunun 5 saniyesini ayakta, geri kalanını göçük altında yaşadık. Çocuklara sadece 'Küçülün, çökün' dedim. Sadece bu kadarını hatırlıyorum." diye konuştu.

"Hakkınızı helal edin, ben ölüyorum"

Göçük altında kaldıktan sonra eşi Fikret'in yanında olduğunu görüce çocuklarına seslendiğini anlatan İnce, göçük altında kaldıkları yaklaşık 10 saati şöyle anlattı:

"Deprem durunca ben 'Kim hayatta?' diye seslenmeye başladım. 'Alican' dedim, ses alamadım. 'Emrecan' dedim, o ses verdi ve 'Baba ben buradayım ama nefes alamıyorum.' dedi. Emrecan annesine yakındı, neredeyse kucağındaydı. Göçük altında hep birbirimize destek olduk. Eşim bana, ben Emrecan'a. Emrecan, belli bir süre sonra zehirlendiğini söylemeye başladı. Üzerine beton parçası düşmüş. Kan kusuyordu. Oysaki doğal gaz kokusu sandığı kan kokusuydu. Oğlum dayanamadı, bizden helallik istedi. 'Baba, anne hakkınızı helal edin. Ben ölüyorum.' dedi. Helalleştikten sonra yavrum şehadet getirdi. 5 dakika sonra sesi soluğu kesildi. Yarım saat sonra da bizi göçük altından çıkardılar. Çok zor bir süreçti. Çocuklarımız gitti ama biz ayaktayız. Ciğerimiz yanıyor. Biz enkazdan 10-11 saat sonra çıktık ama canımızın yarısını da enkazda bıraktık."

Hayatını kaybeden çocuklarının aktif ve çevrelerince sevilen gençler olduğunu söyleyen acılı baba, ikizlerin özellikle spor ve müzikte çok iyi olduğunu dile getirdi.

Bağlamaları sağlam kalmış

Evlatlarının okul hayatları boyunca hep aynı sınıfta olduğunu anlatan İnce, şöyle devam etti:

"Dünyaya el ele geldiler, dünyadan giderken de el eleydiler. Cenazeleri enkazdan çıkarken birbirlerinin elini bırakmamışlardı. Bu yıl üniversiteye hazırlanıyorlardı. Pilot olmak istiyorlardı. Dersleri de çok iyiydi. 'Uçmayı seviyoruz baba. Biz pilot olacağız.' diyorlardı. Şimdi melek olup uçtular işte. İkisi de iyi bağlama çalardı. Bağlamalarına hiçbir şey olmamış. O bölüm ayakta kalmış. Kitaplar o bölümü korumuş. Bağlamalarının ikisi de sağlam. Onları aldım. Sadece bağlamalar sağlam kalmış evde. Emrecan daha çok halk müziği, Alican arabeske meraklıydı. Ben onlardan Orhan Gencebay çalmalarını isterdim. Beraber çalıp söylerdik. Balkona çıkıp söylemeye başladığımızda komşularımız onlardan istek müzik isterdi."

Ömer İnce, depremde ikizlerinin yanı sıra kardeşi, yengesi ve yeğenini de kaybettiğini sözlerine ekledi.

Editör: Türkiye Kulisi