Antalya’nın Döşemealtı ilçesinde her yaz tekrarlanan gelenek bu yıl da başladı. Türkiye’nin dört bir yanından ve yurt dışından getirilen yaklaşık 15 bin el dokuması halı ve kilim, restore edilip mikroplardan arındırılmak ve güneşte renkleri soldurularak pastele dönüştürülmek üzere buğday tarlalarına seriliyor. Tarım arazileri, yaz boyunca adeta birer “halı tarlasına” dönüşüyor.
Gündüzleri onarım ve sterilizasyon işlemlerinin ardından güneşe serilen halı ve kilimlerin renk tonları, doğal yöntemlerle sabitleniyor. Halılar güneş altında belirli aralıklarla ters düz edilerek hem kurutuluyor hem de renk geçişleri dengeleniyor. Bu süreç, halıların değerini daha da artırıyor.
100 dönümlük alanda sergilenen milyonluk halılar, renkleriyle görsel bir şölen sunarken, geceleri ise arazi sahipleri ve çalışanlar tarafından nöbetle korunuyor. Hırsızlık, yağmur ve yabani hayvanlara karşı tedbir amaçlı sabaha kadar tarlada nöbet tutuluyor. Römorklarda kurulan nöbet alanlarında çalışanlar yemek yiyip çay içiyor, nöbet sırası bitenler ise burada dinleniyor.
İşletme sahibi Hasan Topkara, İstanbul başta olmak üzere Türkiye’nin pek çok ilinden ve yurt dışından gelen halıların kendilerine emanet edildiğini belirterek, “Kışın buğday ekiyoruz, yazın halıları seriyoruz. Halılar oldukça değerli, bu yüzden gece gündüz koruma altındalar” dedi.
Eşi Raziye Topkara ise akşamları ailecek tarlaya geldiklerini belirterek, “Burada hem yemek yiyoruz hem de değerli halılar için nöbet tutuyoruz. El emeği, göz nuru bu kilimler ve halılar işimiz gereği bize emanet” diye konuştu.
Antalya’nın yaz sıcaklarında devam eden bu özel süreç, hem geleneksel halıcılığı yaşatıyor hem de kültürel mirasa sahip çıkmanın eşsiz bir örneğini sunuyor.
